AJANSSPOR – HABER
Süper Lig’de dan akşam Trabzonspor ile Beşiktaş Papara Park’ta karşı karşıya geldi. Edin Visca’nın 13. dakikada kırmızı kartla atılmasıyla 10 kişi kalan konut sahibi grup 17. dakikada Okay Yokuşlu’nun kaydettiği golle rakibi karşısında 1-0 öne geçti. Beşiktaş bu gole 39. dakikada Gedson Fernandez ile karşılıklı verdi. Kalan dakikalarda öteki gol olmayınca iki ekip da dev maçta alandan 1’er puanla ayrıldı.
Spor müellifleri Trabzonspor – Beşiktaş müsabakasını köşe yazılarında kıymetlendirdi. İşte müelliflerin görüşleri:
Cemal Ersen: “Uğurcan’ın direnişi!”
11 yıl sonra konutuna dönen Şenol Güneş’in kısa müddette şapkadan tavşan çıkarması beklenemez fakat oyuncu kümesi üzerinde müspet tesiri olduğu dün gece görüldü. Çaba eden, koşan, karakter koyan bir ekip vardı alanda. Harikulade bir ekip savunması sergiledi. Hepsinden kıymetlisi, Uğurcan faktörü idi. Kaptan, şahane performansını Beşiktaş karşısında da sürdürdü. “Bir kaleci daha ne yapabilir?” sorusuna, “ancak bu kadar” dedirtti. Hem kadrosunu kurtardı, hem Şenol Güneş’e “hoş geldin” dedi.
Şaka değil; Beşiktaş üzere bir rakip karşısında uzatmalarla birlikte 89 dakika on kişi oynamak ve teslim olmamak tanım edilemez bir direniştir. Her oyuncunun ikişer kişilik gayret etmesi demektir. Güneş’in vazifeye gelmesine gösterilen olumlu tepkidir.
Trabzonspor açısından biraz trajik olsa da, Güneş’li başlangıcın umut vaat ettiğini söyleyebiliriz. Ligde şimdi galibiyete yok fakat üç puanlı bir maç, hoş günlerin müjdecisi olabilir. (Milliyet)
Güntekin Onay: “Beşiktaş değişiklikler ile geriye gitti”
Van Bronckhorst’un erken ve yanlış oyuncu değişiklikleri… Siyah beyazlı kadro baskıyı kurmuşken güzel oynarken, Ernest Muci ve Onur’un girmesine gerek yoktu. Sahanın en güzellerinden Jonas Svensson neden çıktı? Mustafa Hekimoğlu için bu türlü sert ve ağır tansiyondaki bir maçta oyuna girmek için erken değil mi? Ne kadar makûs oynarsa oynasın, Ciro İmmobile üzere bir golcü skor gerekiyorken çıkmamalıydı. Zira alternatifi yok. Dün 10 kişi oynayan Trabzonspor’un direnci ve uğraşı alkışı ziyadesiyle hak etti. Yeni transfer Simon Banza alanda adeta ruhunu bıraktı. Bir santrforun top rakipte iken bu kadar çok çaba ettiğine uzun müddettir tanıklık etmemiştik. Dün Beşiktaş şartlar ne olursa olsun 80 dakikadan fazla 10 kişi oynayan Trabzonspor’u yenmeliydi. Siyah beyazlılar 3 puan için değerli bir fırsatı tepti. Açıkçası teknik yönetici Giovanni Van Bronckhorst birinci sıkıntı imtihanında kırık not aldı. (Hürriyet)
Uğur Meleke: “Süper Lig’in üst sınıfı bildiğiniz gibi”
İlk 20 dakika boyunca Trabzon’da en azından iştah manasında bir şeylerin değiştiğini gözlemledik. Mendy, geçen yılki Beşiktaş maçındaki düzeyine döndü adeta. Uğurcan kalesinde devleşti. Yeni santrfor Banza’nın da grubun çehresini değiştireceği kesin. Hem klas, hem de çok tutkulu bir oyuncu. Beşiktaş, son 70 dakikasını rakip üçüncü bölgede oynadığı maçı 1 puanla bitirdi ancak bunun siyah beyazlılar için bir geri adım olduğunu söyleyemeyeceğimiz bir oyundu. Beş net durumda Uğurcan’a takıldılar. Rafa Silva 60’taki şahane topuğunun da Uğurcan tarafından kurtarıldığını görünce beden lisanıyla günün özetini yaptı aslında: “Bu nasıl bir kaleci” dedi jest ve mimikleriyle Portekizli on numara. Beşiktaş ismine maçın dikkat çeken performansları merkezin çok kalabalıklaştığı bir maçta iki bekten geldi. Bilhassa Svensson’daki gelişim muhakkak ki “Van Bronckhorst Bek Okulu”ndan öğrendikleriyle de ilgili. (Hürriyet)
Cem Dizdar: “Bu kadar orta gerekli miydi?”
Trabzon birinci kısımda ‘’koşu gücü’’yle maçı istikrarda tutmaya çalışırken akabinde buldukları gole karşın Edin Visca’nın kırmızı kartıyla o gücü de kaybetti. Derken Beşiktaş güçlü bir ‘‘set oyunu’’ icrasına geçti. O denli ki, birinci devre topla oynama oranında yüzde 68’e yüzde 32 üstündüler. Bu oyunu boşa çıkaran ise çoğunlukla Jackson Muleka’nın ‘’etkili’’ sayılan beyhude ortaları oldu. Halbuki karşıt kanatta Jonas Svensson tıpkı ulusal ekibin İzlanda maçındaki Eren Elmalı ile Mert Müldür üzere her kezinde ‘’orta’’ yerine ‘‘pas oyunu’’nu tercih ederken gol de oradan geldi! İkinci devresinde de Trabzon’un işi zordu… Yegane seçenek ikinci yarıya başlayan Denis Dragus’u defans ardına kaçırmak üzere görünüyordu. Bu da yetmez, Beşiktaş savunmasının muazzam yanılgılar yapması da gerekiyordu. Olumlu yapabildikleri Rafa Silva başta olmak üzere Beşiktaş orta alanının Giro Immobile’yle bağını koparmalarıydı. Beşiktaş ise birincisinin gibisi sistemdeydi, Masuaku dahil! Onun fonksiyonsuz ortalarıyla heba oldu onca atak teşebbüsü. Tempo düştükçe de oyun yavanlaşıp izlenirlik düştü! Beşiktaş baskın göründüğü ve pas oyunuyla bulduğu gole karşın maçı 36 orta 22 şut ile berabere tamamladı! Van Bronchorst bu datalar üzerine oldukça çalışacaktır sanırım.. (Fanatik)
Ali Gültiken: “Beşiktaş tempoyu yükseltemedi”
Visca’nın oyundan erken atılmış olması, Trabzon ismine büyük bir şok oldu. Okay’ın golü, tıpkı ölçüde Beşiktaş’ta da bir şoka neden oldu. Birinci 25 dakikalık kısım Trabzonspor’un biraz daha ayakta kalıp, baskıyla devam ettiği bir süreç olsa da sonrası büsbütün Beşiktaş’ın denetimine geçti. Kendi ceza alanı civarında bekleyen bilhassa Rafa Silva, Fernandes ve Immobile ile gerçekleştireceği merkez ataklarına tedbir almaya çalıştı. Fernandes’le Beşiktaş eşitliği yakalasa da maçın genelinde düşündüğünü gerçekleştirebildi. Beşiktaş topa çok sahip oldu. Oyun neredeyse Trabzonspor ceza alanında oynandı. Ancak Beşiktaş istediği ikinci gole bir türlü kavuşamadı. Burada Trabzonspor’un savunmasının, Beşiktaş’ın oyun temposuna karşı sabırlı duruşu belirleyici faktör olsa da başrol performansı Uğurcan’ın kurtarışlarıydı. Maçın sonuna kadar kadrosunun ayakta kalmasındaki en büyük faktör oldu. Beşiktaş’ın Semih ve Muçi ile yaptığı atılımlar var lakin istediği ölçüde sonuç ortaya çıkmadı. Bu cins maçları oynarken biraz daha yüksek tempoya geçmek, rakibin istikrarını bozmak için kıymetli. Beşiktaş’ın eksik yaptığı taraf buydu. (Sabah)
İskender Günen: “Trabzonspor takdir edilmeli”
Hiç gereği yokken Visca’nın yaptığı anlamsız hareket ve gördüğü kırmızı kart. Doğaldır ki böylesi bir maçta uzun mühlet 10 kişi kalmak bütün planları altüst etti. Masuaku’nun yaptığı hareket sonucunda kazanılan faul atışı ve Okay ile gelen gol. 1-0’dan sonra oyunda Beşiktaş, üstünlüğü ele aldı. Trabzonspor’u kendi ceza alanı içerisine kadar itti. Orta alanda Okay ve Mendy kusursuz bir oyun ortaya koydu. Uğurcan ise dönem başından beri gösterdiği performansı bu maçta da sürdürdü ve 3 net gol durumunu önleyen isim oldu. Yediği golde kusuru yoktu. İkinci yarıda vakit geçtikçe fizikî manada sıkıntılar öne çıktı. Trabzonspor ismine en büyük eksiklik, rakip alanda topa daha fazla sahip olmamaktı ve topu rakibe vermekti. Sonuca bakmaksızın Trabzonspor’un bir kadro bütünselliği içerisinde saha içi yardımlaşması hakikaten takdir edilmeli. Zira Beşiktaş üzere ekibe karşı şayet böylesi bir uğraş gösteriyorsanız kutlamak gerekiyor. Gelelim maçın hakemi Ali Şansalan’a. Visca’ya kırmızı gerçek ancak karttan sonra büsbütün meselelerle dolu yönetti. Verdiği ya da vermediği fauller öne çıktı. Makûs bir idare sergiledi. (Sabah)
Bilal Meşe: “Bunun ismi beceriksizlik”
Şenol Güneş, çok kritik bir devirde misyon üstlendi, o da zorluk derecesi yüksek maçta Visca’nın kızaracağını hiç düşünmedi sanırım. Buna rağmen, Okay Yokuşlu’nun baş golü, Kartal şok tesiri yaptı. Sonra mı? Trabzon, savunmaya kapandı, tehlikelere de davetiye çıkardı. Artı, Gedson’u hesaba katmadılar, artık onun bir golcü olduğunu unuttular. Kartal’da yeniler, Mario ve Uduokhai, vitrine çıktılar. Mario, birinci yarıda bir şut attı, Uğurcan zahmetle kornere tokatladı. İkinci yarı mı? Kartal, tekrar tek kale oynadı… Trabzon, vakte sığındı! Beşiktaş, bu yarıda da üç puanlık ‘çilingiri’ aradı, bulamadı. Doldur – boşaltla gitti, savunmada duvarını aşamadı. Immobile’yi de pek göremedik! Beşiktaş bir fırsat daha buldu, Rafa Silva ile…. 60’da deneyimli oyuncu, klasına yakışır bir topuk vuruşu yaptı, Uğurcan adeta uzadı, iki atakta topa sahip oldu. Muçi, Semih atılımları de üç puanı getirmedi. On kişi kalan Trabzon’u yenemiyorsanız, bunun ismi olsa olsa, beceriksizliktir beyefendiler… Tabi, savunma bloğunun yanı sıra Uğurcan’ın hakkını da teslim edelim. (Milliyet)
Ali Ece: “Göktaş avcısı Uğurcan”
Rakip bir kişi eksik kalır kalmaz Beşiktaş fazla oyuncuyla oynama avantajını çabucak kullanamadı bilakis maça geç adapte oldu. Mesela Bardhi üzere duran topları çok yeterli kullanan bir oyuncu topun başına geçtiğinde kolektif duran top savunmasında çok daha uygun yerleşmek ve konsantre olmak gerekirdi, olmayınca Okay çok âlâ yükseldi ve Trabzonspor’u öne geçirdi. Beşiktaş ise 25. dakikadan sonra bir kişi fazla oynama avantajıyla organize baskı kurmaya başladı. Ekstradan uygun bir birinci yarı oynayan Svensson ile Rafa Silva’nın dar alan verkaçları Beşiktaş’ı konumlara sokarken 39’da ortalarına Gedson da katıldı ve bu sezonki ekstra golcülük katkısıyla o dakikaya kadar kalesinde devleşen Uğurcan’ı geçmeyi başardı. Devre sonundaki Joao Mario şutuyla Beşiktaş gole tekrar yaklaştı fakat neredeyse her Beşiktaş maçında olduğu üzere Uğurcan kalesinde CourtoisAlisson seçkin kalitesini sergiledi. 61’de Rafa Silva’nın harika zeka dolu topuk vuruşunda yaptığı kurtarış ise “Kalesine siyah beyaz göktaşı düşse onu bile tutacak” hissi yarattı. Maçın kalanında da Beşiktaş baskısına devam etti fakat sonradan oyuna girenlerden yalnızca Semih dar alan hüneriyle Trabzon etten duvarını zorladı. Beşiktaş’ın bu tip maçlar için ekstra bir tane daha dar alan hüneri sergileyebilecek kanat forvete gereksinimi var. Yeni transfer Mario ekibe akıl ve olumlu deneyim kattı. (Fanatik)
Olcay Çakır: “Değişimin ayak izleri”
Şenol Güneş’in gelişiyle birlikte değişimin ayak izlerini sürecektik bu müsabakada. Çok izler gördük değişime dair! Visca atılana kadar coşkulu, önde baskılı, öne yanlışsız oynayan, golü arayan, o özlenen, o teknik adam değişikliğine sebep olan aksiliklerin izini sileceğinin işaretlerini verdi Trabzonspor. Sanırım bu türlü bir akşam için, bu türlü bir değişiklik için bu kısım Trabzonsporlular için kafi… Umutsuz başlanan dönemin umudu Şenol Güneş, farkı gecenin özeti oldu. (Fanatik)
Fatih Doğan: “Kartal Trabzon’da fırsat tepti”
Trabzonspor eksik kaldıktan 4 dakika sonra Okay ile golü bulunca GİO oyuna müdahale edip Rashica’yı yerine, Silva’yı sola, Mario’yu da merkeze aldı. Gedson’la beraberlik golünde bu değişimin tesiri vardı. Beşiktaş’ta bu dönem en yeterli çıkış yapan yıldız, 7 maçta 5 gol atan alanda adım atmadık yer bırakmayan Gedson Fernandes. Beşiktaş ikinci devrede baskısını artırdı. Silva’nın topuk vuruşu, Uğurcan’ın kurtarışı olmasa da gecenin futbol resitaliydi. Uğurcan yeniden bir Beşiktaş maçında kurtarıcı rolündeydi. Muçi etkisiz kaldı lakin Semih yakaladığı konumlarla kendini hissettirdi. Immobile’nin yerine Mustafa’nın alınması radikal bir karardı. Trabzon, 65’ten sonra ‘1-1 iyidir’ dedi. Beşiktaş gereksiz panik yaptı. Sakin kalsa galibiyeti alabilirlerdi. Beşiktaş beraberliğe sevinmesin, Trabzon üzülmesin. (Sabah)
